16 Haziran 2014 Pazartesi

Geçmişin Kılçıkları



Bazen çok büyük konuşuruz. Maviyi yüceltiriz. Ve sonra yeşil ile sevişir mavi. Hayran kalırız.




Bazen yanlışlıkla huzur buluruz, yalnız kalınca yakalayabildiğimiz... Resmi kalır akılda.




Bazen yalnız kalmaya hasret kalırız, uzakta kalır tüm hareketler.




Bazen hiç gitmediğimiz kıt'adaki bir yerin içinde olmayı delicesine isteriz.




Bazen rengini sevdiğimiz bir yere çömer, cigaramızı yakarız.




Bazen gövdesine hayran kaldığımız canlının gizli sırlarını keşfederiz. Farklı açıdan izleriz.




Bazen sadece üstüne bastığımız yerde saatlerce oturmak isteriz, o an dahil bir daha asla oturamayız.




Bazen cılız kalırız hayata, kendimize benzer bir gölge bulup yatarız dibi başına.





Bazen bir ağaca koskoca bir aşk yükleriz.




Bazen gittiğimiz bir yerin anısını başka fotoğraflardan izleriz. Acı verir bu muhtaçlık durumu. 




Bazen çok özeniriz.




Bazen çok fazla, hem de çok fazla özeniriz. 








Bazen sadece aynı dili konuşmak isteriz, aynı manzaranın önünde.

Bazen güzel gördüklerimizi unuturuz, güzelliklere yumuluruz.




Ve umut, geçmişe inat, daha iyisini emreder.