29 Ekim 2017 Pazar

Bir gece ansızın


Çünkü bazen zor gelir taşımak.

Başkasına göz kulak oluyormuş, destek oluyormuş görünümün altında küçük görülen başarıları takdir etmek vardır. İnsanın kendi başarısını daha büyük görme sebebi ise empati yoksunu olmasındandır. Koşulların ve geçmişin getirdiklerinin aynı olmadığını görememesindendir. Var olanın içinde yoktan var etmenin ne kadar sancılı bir inşa olduğunu içselleştirememektendir.

Ağır gelir, taşıyamazsın.

Yalnızlık tam da sana uzaklaşmışken, başkasının yalnızlığı seni boğar. Boğulduğunu kendine itiraf edemediğin için ise kaçarsın. Artık “başkası” yaptığın o insanı iyice yalnızlığa itersin. Bunu inkar etmek için ise daha çok kaçarsın.

Üstüne düşer, ezilirsin.

Kırgınlığın tıpkı karşıdakinin kırgınlığı kadar önemlidir. Ama kelimelerin iyileştirmesine izin vermez, susarak kırgınlığını pekiştirirsin. Bunu yaparak tıpkı karşıdakinin kırgınlığını büyüttüğün gibi. Olayların gelip geçici ve önemsiz olduğunu reddeder, hissedilenin önemini fark edip, o da üzülmüş diyemezsin. Bunun yerine kendini haklı görmeyi seçer, ezilip paramparça olduğunu kendine düşündürterek içerinde bu kaçmaları meşrulaştırırsın.

Vicdan ise ansızın konuşur. Uyuyamazsın.

Artık çok geç olmuştur…